13 Ocak 2014 Pazartesi

KESTANE RENGİ SAÇLI KIZLAR



Otobüs kokuyordu.

Yağmurda ıslanmış deri mont kokuyordu.

Deodorant kokmuyor, ter kokuyordu.

Sigara kokusu sinmiş kazak kokuyordu.

Birinin sabahtan beri ayağında duran ayakkabısı kokuyordu.

Üstelik ben de otobüsün yola arkası dönük koltuklarından birine oturmuştum. Midem Asena kıvraklığıyla dans ederken, kusmayayım diye alnımı koluma dayayıp, gözlerimi kapatıp safça önlem almaya çalışıyordum.

Deri montlu adam durakta indi. Ter kokan adam ilişti yanıma.

Az önceki pozisyonuma dönüp, bir de burnumu tıkadım.

Kazağı sigara kokusu sinmiş adam da bir sonraki durakta indi. Ayağı ve ayakkabısı kokan adam da ona eşlik etti.

Onların yerine kestane rengi saçlı üç kız geldi yamacıma.

Bir tek ter kokusu burun deliğime işkence ediyordu şimdi. Diğer işkenceciler bir bir pes edip beyaz bayraklarını çekmişlerdi.

Ter kokan adam, kokusuyla beraber ön sıralara gitti.

Kalan tek koku, kestane rengi saçlı kızların organik kokusuydu.

Ve ben; kusmadım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu blogta yer alan yazılar üzerindeki 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu altında düzenlenen tüm maddi ve manevi haklar eser sahibi olan Ahmet Kaya'ya aittir. Söz konusu içerikler eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, işlenemez, değiştirilemez veya başka internet sitelerinde ya da basılı veya görsel yayın yapan diğer mecralarda yayınlanamaz.