26 Ocak 2014 Pazar

KIRKBEŞLİK



Horladığını insanlar kabul etmek istemez. Utanç verici bir şeydir. İnsan içine bile çıkılamaz bazen. Bu kadar berbat bir durumdur işte.

Dün kırkbeş yaşıma bastım. Horladığımı da ilk kez bu yaşımda öğrendim. Kendimden utandım. İlk karım; çok horladığımı iddia edip terk etmemiş miydi beni? Ya ikinci karım. Horladığımı söyleyerek odalarımızı ayırmıştı. Ve sonra ayrılmıştık işte.

Horluyorum. Ben. Bu iğrenç.

Birinci ve ikinci karımı arayıp onlardan özür mü dilemeliyim; beni her suçladıklarında, onlara yalancı dediğim için. Yoksa bu vicdan azabıyla ölmeli miyim?

Keşke öğrenmemiş olsaydım horladığımı. Uyandıktan sonra bile horlamaya devam edemeseydim keşke.

Keşkeler bitmez ki şimdi.

En iyisi bir daha evlenmemek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu blogta yer alan yazılar üzerindeki 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu altında düzenlenen tüm maddi ve manevi haklar eser sahibi olan Ahmet Kaya'ya aittir. Söz konusu içerikler eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, işlenemez, değiştirilemez veya başka internet sitelerinde ya da basılı veya görsel yayın yapan diğer mecralarda yayınlanamaz.