20 Ocak 2014 Pazartesi

KÖTÜLÜK BULVARI



Çok iyiydi. Fazlasıyla iyiydi. Yüzünün hep güleç olması, beni de her seferinde daha iyi yapıyordu. Onun kadar iyi olmak istiyordum konuştuğumuz anlarda. Ona özeniyordum, gözlerinin pörtleyerek bana her bilgi aktarımında.

Bir sigara dalı bu iyilik alışverişinin sonunu müjdeliyordu.
Ve bir dal daha.
Ve sonra bir tane daha.
İyilik yoktu artık. Pörtleyen gözlerle iyiliklerini sunan kadın yoktu artık.
Görmüyordum. Bulamıyordum.
Sesini duyamıyordum.
Mutlu bir rüya görmek amacıyla yatağına yatan, sabah korkunç bir kabusla uyanan biri gibiydim.

Tam onu zihnimden silmiş, kötülükler bulvarını hevesle adımlarken cep telefonum çalmaya başladı. Arayan oydu. Telefonumun kızağını kötülükler bulvarındaki kötülere göstere göstere ileri sürdüm.

Kötülükleri sıfırlamaya çağırıyordu. Resetlenmeye ihtiyacım olduğunu söylüyordu. İyi olmak için daha önce hiç duymadığım şeylerden bahsediyordu.

Kabul ettim.
İyi olmayı.
Sıfırlanmayı, resetlenmeyi.
Ve ruhlarımızı seviştirdik iyilik bulvarında...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu blogta yer alan yazılar üzerindeki 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu altında düzenlenen tüm maddi ve manevi haklar eser sahibi olan Ahmet Kaya'ya aittir. Söz konusu içerikler eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, işlenemez, değiştirilemez veya başka internet sitelerinde ya da basılı veya görsel yayın yapan diğer mecralarda yayınlanamaz.