21 Ocak 2014 Salı

ZOMBİCAN



Burun deliklerimin içinde gezinen keskin çiş kokusu. Tahtalarını tahtakurularının içinden kemirdiği camları kırık pencereler. Duvara dışkılarla yazılmış çığlıklar...

Ve yerde yatan çırılçıplak bir ölü.
Bir adam. Boynunda aslan dövmesi var.

Yüzünü görmek için yan yatmış vücudunu belinin üzerine yatırıyorum. Korku filmlerindeki korkunun oluşmasını sağlayan zombi karakterlere benziyor. Her an canlanıp seni boğazlayacak gibi.

Bir adım geri.
Bir adım daha.

Zombi diye bir şey gerçekten var mı acaba? Az önce kolu oynadı çünkü. Tuğla. kolunun altında bir tuğla varmış. Neyse ki zombi değilmiş.

Ah, ne yapıyorum ben bu boktan yerde. Aşağıdan yukarıya dizilen onlarca kitabın en altında kalmış bir kitap gibi ezilip buraya atılan bu pisliğin yanında ne yapıyorum?

"Şu orospu çocuğunu poşetleyip götürün." diyorum beni izleyen iki asalak polise.

Korku. Şu lanet korku.
Korktukları için yaklaşamıyorlar zombiye.
Ben. Evet, ben de korkuyorum bu pislikten. Beni boğazlamasından, pis nefesini suratıma üflemesinden korkuyorum. Elindeki bıçakla beni bıçaklamasından kor...

"Ne, bıçak, dur, yapma...."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu blogta yer alan yazılar üzerindeki 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu altında düzenlenen tüm maddi ve manevi haklar eser sahibi olan Ahmet Kaya'ya aittir. Söz konusu içerikler eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, işlenemez, değiştirilemez veya başka internet sitelerinde ya da basılı veya görsel yayın yapan diğer mecralarda yayınlanamaz.